Onu ilk defa bir haziran günü Sazlı Pınar yolunda gördüm. Viran bir köprünün başında köylülerle konuşuyordu. Yakası kapalı boz ceketi, iri dolgun vücuduyla bana evvelâ bir çiftlik kâhyası gibi göründü. Yüzünün yarıdan ziyadesini kapayan beyaz güneşliği altında yalnız çenesiyle dudakları görünüyordu. Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. Efendisi konuşurken at, köprünün ayakları arasında suyun içinden bitmiş gibi görünen ve kenardaki çürük tahta parmaklığı baştan başa kaplayan bir sarmaşığın yapraklarını yiyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?