Arap alfabesine yönelik iki eğilim var: Biri bu harfleri -dolasıyla o harflerle yazılan her şeyi- kutsal sayan anlayış. Öteki bu harflerden korkan, onu gördüğünde “gericilik”in bir çehresiyle karşılaştığını düşünen anlayış. Divan edebiyatının karşısındaki az ilgili veya ilgisiz okurun da tepkileri bu iki absürt anlayış arasında salınıyor. Gülünç bir Osmanlı övgüsüyle asla anlam dünyasına giremediği bu şiir anlayışını ata yadigârı sayarak yüceltenleri görünce gülüyorum. Bir diğer yandan genç Cumhuriyet’in ilk yıllarındakine benzeyen tepkilerle karşılaşıyoruz. Divan şiirini yok sayan, köhnemiş bulan anlayış da aynı derecede gülünç geliyor bana.
Bu metnin yazarının,
I. Divan edebiyatını görmezden gelenler
II. Divan edebiyatını dinsel bir edebiyat olarak kabul edenler
III. Divan edebiyatına sadece geçmişi temsil ettiği için övenler
IV. Divan edebiyatını eskimiş, yıpranmış bir edebiyat olarak görenler
V. Divan edebiyatının Cumhuriyet’in değerleriyle uyuşmadığını söyleyenler
kesimlerinden hangilerini ciddiye almadığını söylenebilir?