Bence sanatlar arasındaki bu etkileşimin tam anlamıyla sınırını çizmek mümkün değil. Resim müzikten üstündür, müzik heykelden önce gelir ya da edebiyat bütün sanatları bir şekilde içinde eritir ve onlardan beslenerek daha üstün bir sanat dalı hâline gelir, demek ne kadar doğru bir yaklaşım olur? Batı kültüründe “Başlangıçta söz vardı / Söz Tanrı ile birlikteydi.” şeklinde ifade edilen bir inanç vardır. Buna göre, söz yaratıcıyla birlikte var olan bir şeyse eğer, bütün sanatların üstünde sözle ilgili sanatlar, sözü içine alan ya da sözün temeline dayanan sanatlar daha üstün olmalıdır. Bu bakış açısı bana Nef’î’nin “sözüm” redifli kasidesini de hatırlatır. Bir beyitte şunu söyler Nef’î “Benim sözüm âlemin bir benzerini daha görmediği bir cevherdir. Sözüm, bu zamana gayp âleminden (bilinmeyen âlemden) getirdiğim bir armağandır.”
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?