Türkiye’de Kimya Sanayii 1950’lerin başında faaliyete başlayan şirketlerle kurulmuş ve 1960’lar ve 1970’lerde gelişme göstermiştir. 1970’li ve 1980’li yıllarda ise rafinaj ve petrokimya alt sektörlerinde kamuya ait Petkim ve Tüpraş'ın önemli hammadde sağlayıcı şirket olarak öne çıkmasına tanık olunmuştur. Bu gelişmeyi, aynı yıllarda çok sayıda küçük ve orta büyüklükte özel şirketin kurulması izlemiştir.
1984 yılında ise Gümrük Kanunu'nun yayımlanmasından hemen sonra kimyasal ürünlerin gümrük tarifeleri oranları düşürülmüş ve daha önce büyük ölçüde iç pazara yönelik üretim yapan Kimya Sanayii, dış pazarlara açılmaya başlamıştır. Ancak sektörün ihracat kapasitesinin gelişmesi, Kimya Sanayinin ithalata bağımlı yapısını değiştirememiştir. Buna karşın, Türkiye Kimya Sanayii gerek üretim gerek de ihracat kapasitesi ile başta Balkanlar ve Orta Asya bölgelerinde en büyükler arasında yerini almıştır.
2000'li yıllarla birlikte sektör, özellikle önemli bir ihracat potansiyelini harekete geçirerek hızlı bir şekilde büyümüştür. Aynı yıllar, sendikamız Petrol-İş'in örgütlü bulunduğu kamuya ait Petlas, Petrol Ofisi, Gübre Fabrikaları, Tüpraş ve Petkim gibi sektörün temel bileşeni olan şirketler özelleştirilmiştir. Sektörde özelleştirme politikaları, ithalata olan bağımlılığın güçlenerek sürmesinin önemli nedenlerinden birisi olmuştur.
Verilen metinden Türkiye’de kimya sektörü ile ilgili çıkarımlardan hangisine ulaşılamaz?