Hz. Peygamber insanları İslam’a davet ederken ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmaksızın çalışmalarını daima sabır, azim, inanç ve kararlılıkla sürdürmüştür. Müslüman olanların yanı sıra, henüz İslâm’a girmemiş bulunan akraba ve çevresiyle ilgisini de devam ettirmiştir. Toplum üzerindeki etkilerini göz önüne alarak, kabile başkanlarına özel ilgi göstermiştir. Davetini sunmak üzere toplantılar düzenlemiş; çarşı, pazar, panayır ve ev gibi, insanların toplu olarak bulunduğu her yerde tebliğ faaliyetini sürdürmüştür. İslâm’a davet için hiç kimseyi hor görmemiştir. Ulaşabileceği herkesi putperestlikten tek Allah (tevhit) inancına çağırmıştır.
Bu metinden Peygamberimiz ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?