Yunan ordusuna son darbeyi indirmek için hummalı bir çalışma başlamıştı. Başta İstanbul olmak üzere, İtilaf Devletleri’nin kontrolünde bulunan birçok yerdeki silah depolarından Anadolu’ya silah kaçırılıyordu. Kapanan Doğu ve Güney Cepheleri’nden Batı Cephesi’ne asker ve silah naklediliyor; Rusya, İtalya ve Fransa’dan satın alınan askerî malzemeler cepheye ulaştırılmaya çalışılıyordu. Fakat taşıtlar ve yollar yetersiz olduğu için çalışmalar ağır ilerliyordu. Bu sırada Meclis’te muhalefet şiddetlenmiş, Sakarya Zaferi’nden sonra aylar geçtiği halde, ordunun saldırıya geçip düşmanı neden kovmadığı eleştirileri yapılıyordu. Mustafa Kemal’in: “…Yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten daha kötüdür.” açıklamalarına rağmen Meclis, süresi dolan Başkomutanlık yetkisini ve süresini uzatmadı. Bu gelişme üzerine Mustafa Kemal, 6 Mayıs 1922’de Meclis’e gelerek gizli oturumda muhalefetin eleştirilerini yanıtlamış ve “Başkomutanlık iki gündür belirsiz bulunuyor. Şu dakikada ordu komutansızdır. Eğer ben, orduya komuta etmekte devam ediyorsam, yasa dışı komuta ediyorum. Mecliste çıkan oylama sonuçlarına göre, hemen komutadan el çekmek isterdim. Başkomutanlığımın sona erdiğini hükûmete bildirdim. Fakat telafisi olmayan bir felakete meydan vermemek zorunluluğu karşısında kaldım. Düşman karşısında bulunan ordumuz başsız bırakılamazdı. Bunun için, bırakmadım, bırakamam ve bırakamayacağım.” demiştir. Bu konuşma sonrası yapılan oylamaya göre; 11 ret, 15 çekimsere karşı 177 oy ile Başkomutanlık Kanunu’nun süresi uzatıldı.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?