İtilaf Devletleri, kontrolleri altındaki İstanbul’da toplanan meclisten böyle bir karar almasını beklemiyorlardı. İstanbul Hükûmeti’ne ve Meclis’e kararların geri alınması için baskı yaptılar. Yapılan baskıları kabul etmeyen Ali Rıza Paşa Hükûmeti istifa etti. Yerine kurulan Salih Paşa Hükûmeti’ne de baskılarını devam ettirdilerse de istediklerini elde edemeyince, 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler. Meclisi basarak Millî Mücadele yanlısı milletvekillerini tutukladılar ve Malta’ya sürgüne gönderdiler. Yaşanan gelişmeler üzerine 11 Nisan 1920’de Padişah Vahdettin’in buyruğuyla Mebusan Meclisi dağıtıldı. Bu durum Ankara’da BMM’nin açılmasını sağladı. İstanbul’un işgalini Manastırlı Hamdi Bey’in telgrafıyla öğrenen Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri parlamentolarına çektiği telgraflarla işgali protesto etti. Aynı zamanda askerî ve sivil makamlardan İstanbul ile haberleşmenin hemen kesilmesini, İstanbul’da yapılan tutuklamalara karşın Anadolu’da bulunan İtilaf Devletleri subaylarının tutuklanmasını istedi. İtilaf Devletleri’nin Anadolu’ya asker nakletmelerini engellemek için de Geyve ve Ulukışla civarındaki köprü ve demiryollarının tahrip edilmesi gibi önlemler alındı.
Bu bilgilere göre,
I. İtilaf Devletleri milli iradeyi yok saymışlardır.
II. İstanbul’un işgali yeni Türk Devleti’nin kurulmasına ortam hazırlamıştır.
III. İşgale karşı misilleme yapılması amaçlanmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?