Çevirisi yapılan bir metni, yazarın düşünce dünyasına sadık kalarak hakkıyla anlayabilir miyiz? Ya da, kendi dilimizde yazılan bir eseri okuduğumuzda onu yazarın vermek istediği mesaja uygun mu yorumluyoruz? Bu sorular farklı bir soru daha doğurur: Bir yazınsal eser yazarın ya da çevirmenin bakış açısına uygun anlaşılmak zorunda mıdır? Bu okuyucu açısından şart değildir. Bu durum hayal gücümüzü sınırlar. Ancak çevirenin sorumluluğu okuyucudan farklıdır. O kullanılan kavramları doğru karşılıkları ile bize verebilmeli, metnin mesajını tarafsız okumalıdır. Düşüncenin anlaşılması için dil tek dayanağımızdır ve çeviride dilin ögeleri olan kavramları doğru anlamamış ya da aktarmamış olmak esere yapılan büyük bir saygısızlık ve haksızlık olarak değerlendirilmelidir. Ancak okuyucunun metni kendi bakış açısıyla kendi dünyasına uygun şekilde anlamlandırması, yazarın görüşlerine katılması ya da karşı çıkması bir sakınca doğurmaz.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?