Bu siyah bir gece idi… Öyle bir gece ki gökler bütün kandillerini söndürerek denizlere gayp âleminin gizli şeylerini dökmek için hazırlanmış gibiydi. Yalnız ileride direklerle bacanın birer serseri şeklinde yürüyen gölgelerine zulmetler içinde rehberlik eden vapurun kırmızı feneri bu siyahlıklar arasında açılmış uzak bir kırmızı göz gibi parlıyordu. Bu siyahlıklar… Ahmet Cemil işte şu saçlarının arasında üşüterek geçen rüzgârın, kanatlarını çırpa çırpa, bu siyahlıkları semalardan denizlere döktüğünü hissediyor, görüyor, onların sukûtu feşfeşesini işitiyordu. Kendi kendisine, içinden, hep şahsi üslubunun tabirlerini tekrar ederek: Sanki bir bârân-ı dürr-i siyah! diyordu.
Bu parçayla ilgili olarak,
I. Servetifünun Dönemi’nde yazılan bir romandan alınmıştır.
II. İlahi bakış açısı kullanılmıştır.
III. Kahramanın psikolojisine yer verilmiştir.
IV. Sanatlı ve süslü bir anlatım tercih edilmiştir.
V. Roman tekniği açısında önemli kusurlar vardır.
yargılarından hangisi yanlıştır?