Henüz kâğıda dökülmeden önce bir cümlenin varlığına inanmak nasıl bir şeydir, ben bunu öykü yazarken öğrendim. Zihninin bir yerlerinde gizli olduğunu bildiğin o cümleyi oradan çıkarmak için bir kâğıdın başında beklemenin, yazıp yazıp üzerini karalamanın nasıl giderek takıntıya dönüştüğünü de... Yazmadan rahat edemeyeceğiniz o cümlenin neden orada olduğunu ve neden yazılmak istediğini düşündükçe iş, içinden çıkılamaz bir hâl alıyor. İçten içe o cümlenin yalnız olmadığını, ardı sıra bir öyküyü sürüklediğini de biliyorsunuz. O, sadece öykünün kapılarını ardına dek açacak bir anahtar.
Bu parçada anlatılmak istenen asıl düşünce aşağıdakilerden hangisidir?