Tektaş Ağaoğlu, edebiyat alanında çeviriye yoğunlaşmıştı. Zengin ve mükemmel Türkçesi ile çevirdiği siyasî metinler, romanlar, felsefî derlemeler Türkçenin iyiden iyiye bozulduğu, en makbul çevirmenlerin çevirilerinde Türkçe bozukluklarından geçilmediği bu dönemde ders kitabı niteliğindedir. Bunda dile ve etimolojiye özel ilgisinin de payı vardır sanırım. “Su” sözcüğünün etimolojisini çeşitli dillerden geçerek Fransızca “eau”ya kadar vardırmasını hayret ve keyifle izlemiştim. “Bana inanmıyorsun ama böyledir anacığım.” diye kesip atmıştı.
Bu parçada Tektaş Ağaoğlu ile ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?